Yazarlar

Ülkemiz ve Dünya Ticaret Filosunda Çalışan Gemi İnsanı Arz-Talep Dengesi Değerlendirmesi, Ülkemizin Geleceği Açısından Tavsiyeler

Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemiz Türkiye’nin denizcilik alanındaki potansiyeli her geçen gün artmaktadır. Son yıllarda sayıları git gide artan denizcilik okulları öncelikle ülkemiz denizcilik filosuna daha sonra da uluslararası denizcilik filosuna zabitan sınıfında katkılar ve katılımlar sağlamaya başlamıştır.

Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemiz Türkiye’nin denizcilik alanındaki potansiyeli her geçen gün artmaktadır. Son yıllarda sayıları git gide artan denizcilik okulları öncelikle ülkemiz denizcilik filosuna daha sonra da uluslararası denizcilik filosuna zabitan sınıfında katkılar ve katılımlar sağlamaya başlamıştır. Fakat bu okulların sayılarının artmasına karşın mezun olan ve çalışma hayatına başlayan veya denizde uzun süreli çalışma hayatına devam eden zabit yeterliliğine sahip gemi insanlarımızda yeterli sayıya ulaşılamamıştır. Bununla beraber son yıllarda özellikle Covid 19 pandemisinden sonra zabitan sınıfında yabancı firmalarda çalışmaya başlayan zabitlerin sayılarının artması, ülkemizin yerli ve yabancı bayraklı denizcilik filolarında da zabitan arzının karşılanması konusunda sorunların yaşanmasına sebep olmuştur. Özellikle Covid 19 pandemisinden sonra ortaya çıkan arz-talep dengesindeki değişmeler dünya denizcilik filosunda da zabitan ve personel ihtiyacının her geçen gün artması, bu talebin karşılanması konusunda yetersiz kalınması durumunu ortaya çıkarmıştır.

Bu konuda 7 Temmuz 2023 yılında Drewry danışmanlık firması tarafından yapılan bir araştırmaya göre, denizci iş gücü arzındaki son durum geçtiğimiz 17 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Dünya denizcilik filosundaki gemiler için zabit ve personel açığında önümüzdeki yıllarda da iyileşme beklenmediği, bu açığın rekor seviyelere ulaştığı ve denizcilik sektöründe kalıcı etkilerinin olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştur. Bu raporda 2022 yılında zabit açığı %5 iken 2023 yılında %9 seviyelerine çıktığı görülmüştür. Bu açığın oluşmasındaki en büyük sebepler arasında ise uzun yıllar savaş öncesi denizcilik piyasasına gemi personel ve zabit arz eden iki ülke olan Rusya Federasyonu’nun ve Ukrayna’nın bir savaş içerisine girmesi, bu savaş sebebiyle Ukraynalı zabit ve gemi personellerinin evlerine dönmüş veya orduya katılmış, hatta bir kısmının da aileleri ile ülkelerini terk etmek zorunda kalmış olmaları gösterilmektedir. Avrupalı ve Amerikan armatör ve işletmecilerin sahip olduğu gemilerde Rus zabit ve gemi insanlarının çalışmalarına olanak vermemeleri de bu etkenler arasındadır. Bu arzdaki eksilmenin bir diğer etkeni ise Covid 19 pandemisinin oluşturduğu denizcilik eğitimindeki etkiler ve salgının devam ettiği gemilerde sıkışık kalma yani uzun kontratlarda zorunlu olarak çalışma ve gemiden inememe psikolojisinin hala devam etmesini de bu nedenler arasında gösterebiliriz.

Ülkemiz de bu arz -talep dengesi değişiminden nasibini alan ülkeler arasında yer almaktadır.  Bu denge, tecrübeli ve donanımlı zabitlerin özellikle Avrupalı ve Amerikalı armatörlere ait gemilere gitmelerine, yabancı armatör ve işletmeler tarafından tercih edilmelerine olanak sağlamıştır. Bu geçişlerle beraber yabancı birçok armatör ve işletmeci firma Rus ve Ukraynalı zabitlerinin eksikliklerinin kapatılması konusunda Türk denizcilerinden istifade etmeye başlamışlardır. Bu da ülkemiz yerli ve yabancı bayraklı ticaret filosunda zabitan nitelikli gemi insanı ihtiyacının karşılanmasında zorlukların yaşanmasına sebep olmuştur. Özellikle bu durum tecrübeli, eğitimli ve yabancı dil seviyesi yüksek yeterliliğe ve yetkinliğe sahip zabitan kadrolarımızın ülkemizin denizcilik filosundan yabancı denizcilik firmalarının filolarına kaymasına sebep olmuştur.

Ülkemiz, Akdeniz Karadeniz arası çalışan koster filosu denilen ufak tonajlı gemilerde Rusya’dan sonra 2. sırada yer almaktadır. Fakat Covid 19 pandemisinden sonra Karadeniz limanlarından yapılan taşımacılıklarda navlunların yükselmesi sebebiyle özellikle koster filomuzdaki gemi sayılarında 2022-2023 yılları arasında büyük artışlar yaşanmıştır. Bu artışlar neticesinde şu an için koster filomuzdaki gemi sayımızın yapılan gemi alımları ile beraber 2 katına çıktığı düşünülmektedir. Gemi sayılarındaki bu artışla beraber zabitan ve personel gemi insanı talebi ihtiyaçlarında artışlar ortaya çıkmıştır. Bu taleplerin karşılanması için yerli personelin yanında yabancı personellerin de gemilerde istihdam edilmesine de başlanmıştır.

Ülkemizdeki resmi kayıtlara göre gemi insanı verilerini incelediğimizde Türk gemi insanı sayımız yaklaşık 180 bin ile dünyada ikinci sırada yer almakta ve bu sayıya ülkemizin yetkili denizcilik eğitim kurumlarından her sene 2400 yeni zabit ve 3300 yeni tayfa eklenmektedir.  Türkiye 2022 verilerine göre Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca beyan edilen 136.103 kayıtlı gemi insanı bulunmaktadır. Bunların 30.412 kişisi zabitan sınıfından ve 104.297 kişisi ise tayfa sınıfındandır. Zabitan sınıfından olan denizcilerimizin uzakyol yeterliliğine sahip kaptan 4276, 1. zabit 2434, başmühendis (Çarkçıbaşı) 1222, 2. mühendis 866 kişidir. Tayfa sınıfından güverte reisi 5234, usta gemici 17535, yağcı 13373 kişidir. Bu sayılarla, Ocak 2024 güncel verilerine göre toplam gemi insanı sayımız 187,091 kişiye ulaşmıştır. Aktif olarak yeterliklerini, belgelerini yenileyen yaklaşık 141 bin civarında gemi insanı bulunmaktadır. Bu gemi insanı sayısının fazlalığı sizleri yanıltmasın. Çünkü bu sayının büyük bir bölümü amatör denizci belgesine sahip denizcilerimizden oluşturmaktadır. 85 milyonluk ülkemizde bizler için ticaret gemilerinde uluslararası sınıfta çalışan bu sayı arz için çok az ve yetersiz seviyelerdedir. Uluslararası Drewry danışmanlığın yaptığı araştırma raporuna göre önümüzde 5 yılda da sınırlı sayıda gemi insanının sektöre katılacağı ve 2028 yılına kadar denizcilik sektöründe arz sorununun devam edeceğini öngörülmektedir. Bu arz açığının kapatılması için Çin, Hindistan, Filipinler, Ukrayna, Rusya, Türkiye, Gürcistan gibi ülkelere ilave olarak şirketler ihtiyaçlarını karşılamak için Suriye, Mısır, Vietnam, Endonezya ve Etiyopya gibi ülkelerden zabit ve gemi personeli temin etme yoluna gideceklerdir.

Personel arzında yaşanan sıkıntı gemi zabit ve personelleri arasındaki rekabet ortamının düşmesine sebep olmaktadır. Firmalar acil ihtiyaçları doğrultusunda, aranılan pozisyonun kapatılmasını öncelik belirleyerek gemi insanı temin yoluna gitmeye başlamışlardır. Bu gemi insanı temininde yaşanan zorluklar dünya üzerindeki enflasyon ile birleşerek özellikle zabitan sınıfındaki maaşlarda artışların yaşanmasına sebep olmuştur.  Bu maaş artışlarında yüksek seviyeleri bulan büyük firmalar tecrübeli ve yetkinliği olan gemi insanlarının istihdamında başarılı olurken, bu maaş artışına ayak uydurmaya çalışan birçok orta ve küçük ölçekli denizcilik firmaları gemi insanı teminlerini sağlayabilmek için mecburiyet içerisinde maaş giderlerini arttırmak zorunda kalmışlardır. Ortaya çıkan bu giderlerin sübvanse edilebilmesi için ise birçok firma gemilerinde kumanya, yedek parça ve ekipman teminlerinden büyük ekonomiler yapmaya çalışarak running costlarını düşürme yoluna giderek kaynak oluşturmayı tercih etmişlerdir. Bu kaynağı oluşturmakta zorlananlar, daha fazla giderlerin düşürülmesi konusunda maliyeti tecrübesiz veya vasıfsız nitelikte gemi insanı çalıştırarak elde etme yolunu tercih etmişlerdir. (Hindistan, Endonezya, Vietnam, Suriye, Etiyopya ve Mısır) Böylelikle şirketler personel maaş skalalarını aşağılara çekerek zabitan sınıfında ödenen ücretlerden bir nebze ekonomi yapma yoluna gitmişlerdir.

Akdeniz ve Karadeniz hattında çalışan gemilerdeki gemi insanı temininde yaşanan sıkıntılara çözüm bulmak, yaşanan talebi karşılamak için Türk denizcilik filosu şirketleri yük taşımacılıklarının ana limanları olan Rusya ve Ukrayna’daki riskli limanlara yaptıkları seferler sebebiyle gemilerini ve firmalarını cazip kılmak, savaş riskinden dolayı personel temini zorluğu yaşanan piyasadan etkilenmemek veya ihtiyaç duydukları zabit ve personelleri çekebilmek için maaş skalalarını savaş ve risk tazminat primlerini de maaşlara eklemek suretiyle koster maaşlarında geçmişe nazaran güzel diyebileceğimiz miktarlarda artışlar yapmışlardır. Bu maaşların cazibesi ve ülkemizde yaşanan ekonomik pahalılık, çalışan veya denizde çalışmak istemeyen zabit ve personellerin de tekrar gemilere çıkmasına sebep olmuştur. Her ne kadar maaşlardaki olumlu artış gemi insanı temininde pozitif etki yapsa da özellikle zabitan sınıfındaki arayış halen devam etmektedir.

Zabitan sınıfında yaşanan arayışın ve talebin karşılanması için dünya üzerinde olduğu gibi ülkemizde de özellikle zabit sınıfında sahte veya bulunduğu yeterliliğin üst yeterliliğini alabileceği yeterliliklerin temini yoluna gidilmektedir. Temin edilen bu yeterlilikler bazı ülkelerin resmi makamlarından illegal şekilde alınmakta olup, alınan bu yeterlilikler o ülkelerin resmi kayıtlarına işlenerek legalleştirilmiş şekilde verilmektedir. Bu da yeterliliği veren ülkenin bilinçli veya bilinçsiz şekilde yeterlilik sahteliğinin ortaya çıkmasını engellemesine yol açmaktadır.

Zabit ve personellerin teminlerinde aracı (ülkemizde simsar diye nitelediğimiz) firmalarda dünya üzerinde bu arzın karşılanmasında, özellikle ucuz personel temini için kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu firmalar bulundukları ülkeden iş ihtiyacı olan vasıfsız ve ilk defa denize çıkacak insanları bularak onlardan aldıkları yüksek komisyonlarla gemi insanı ihtiyacı olan denizcilik firmalarına firma içi çalışanların veya firmanın bizzat bu ücretten pay alması ile istihdam sağlanmaktadır.

Zabit ve personel ihtiyacında yaşanan talebi karşılamak için gerek maddi gerek mecburi temini yapılan vasıfsız ve yetkinliği olmayan zabit ve personellerin gemilerde istihdam edilmesi, bulunulan düşük navlun şartları gereği rekabet ortamının ortadan kalkmasına, gemilerdeki zabit ve personellerin kalitesinin de düşmesine sebep olmuştur. Bu düşüşlere bir de Avrupa, Amerika, Avustralya, Kanada ve Japonya harici gelişmiş nitelikli ülkeler dışındaki diğer ülkelerdeki PSC denetlemelerindeki zayıflıklar, yetersizlikler, kolay bayrak diye nitelendirdiğimiz ülkelerin ve klasların müşteri kaybı sebebiyle armatörlere tanıdıkları aşırı toleranslar, gemilerdeki kalitenin iyice düşmesine sebep olmuştur. Bu kalite ve tecrübe düşüklüğüne denizcilik şirketlerinde çalışan yönetici kısmındaki idarecilerin mesleki tecrübe eksikliklerini de eklersek bulunduğumuz durumun ve gelecekteki durumumuzun vahametini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.

Yakın zamanda yaşanılan deniz kazaları incelendiğinde görülecektir ki bu kazalardaki hatalar öncelikle gemi zabit ve personellerden kaynaklı ya da gemilerin bakımsızlıklarından oluşan hatalardan kaynaklandığı görülecektir. Ekonomik sebeplerden ötürü dünya genelinde gemilerdeki gerek çalışan gemi insanı gerekse gemi bakım tutum kondisyonları açısından kalite çok düşmüştür. Bu durum ülkemiz denizcilik filosu için de geçerli olmakla beraber özellikle koster filosunda gözle görülür şeklide fark edilmektedir. Gemi insanı kalitesinin arttırılması ve gemi insanı çalışan ihtiyacının karşılanması için ülkemiz olarak zaman kaybetmeden bir şeyler yapmaya başlamamız ve gelecek için bir dizi önlemler alıp girişimlerde bulunmamız gerekmektedir.

Öncelikle gemi insanı temin ve kalitesinin arttırılması için denizcilik okullarının cazip hale getirilmesi, okul mezunlarının denizde çalışma sürelerinin arttırılması ve zabitlerin nitelikli ve yetkinliği olacak şekilde yetiştirilmesi ve bu yetiştirilen zabit ve personelin sadece Türk denizcilik filosunda değil, bütün dünya denizcilik filosunda da çalışabilir nitelikte olmasının sağlanması gerekmektedir. Bunun için de denizcilik alanında eğitim yapan denizcilik liseleri, denizcilik meslek yüksek okulları ve denizcilik fakültelerin birbirleri ile entegrasyonlarının sağlanması gereklidir. Mezun olan denizci gençlerin daha uzun süre denizde çalışmalarının teşvik edilmesi ve denizcilik mesleğinin daha cazip hale getirilmesi sağlanmalıdır. Meslekte başarı ve kalitenin devamlı artması için daima mesleki rekabet ortamının oluşturulması gereklidir. Bu çerçevede denizciliğin başlangıç eğitim ayağı olan denizcilik meslek liselerinin tek çatı altında ve müfredatta toplanması ve bu okullardaki eğitim kalitelerinin gözle görülür seviyede arttırılması, bu okullardaki gençlerimize özellikle yabancı dil alanında daha kaliteli ve başarılı eğitimlerin verilmesi gereklidir. Gençlerimizin başarılı mesleki ve yabancı dil eğitimlerini lise çağlarında alması, okullarından mezun olduklarında gelecekleri için özellikle denizcilik mesleği açısından kendinden emin şekilde mesleğe adım atmalarına veya eğitimlerini denizcilik alanında devam etmelerinde daha istekli olmalarını sağlayacaktır. Bu okullardan mezun olan öğrencilerin denize teşviklerinin sağlanması ve bu öğrencilerin eğitimlerini ilerletebilmeleri için denizcilik meslek yüksek okullarına veya denizcilik fakültelerine geçişlerinin kolaylaştırılması, özellikle meslek yüksek okullarının meslek liselerinden gelen öğrenciler için alacakları mesleki yeterlilik belgelerinin uzakyol olacak şekilde arttırılması, üniversiteyi tercih edecek denizci gençlerimizin sayılarının artmasını sağlayacaktır. Öncelikle denizcilik sektöründe fonksiyonunu kaybeden denizcilik meslek yüksek okullarının fonksiyonel olarak faal hale getirilmesi gerekmektedir. Daha sonrada fakülteler ile ayrışım yerine ortak entegrasyon ile bu okullar beraber çalışabilir bir konuma getirilmelidir. Özellikle denizcilik meslek liseleri ile meslek yüksek okulların birleşimleri yapılarak kesintisiz mesleki eğitim sağlanmalıdır.  Personel anlamında kalitenin ve istihdamın arttırılması için bütün liselerde 1 dönem zorunlu, 1 dönem seçmeli ders olarak MEB müfredatına koyularak okutulmalı, bu derslerden başarılı olan gençlerimize gemiadamı cüzdanı verilmelidir. Denizcilik okullarındaki eğitimlerde denizde aktif çalışan Kaptan ve çarkçıbaşı yeterliliğindeki gemi insanlarından faydalanılma yoluna gidilerek bu alandaki eğitimci eksiklikleri giderilerek tecrübe aktarımları sağlanmalıdır. Ülkemizin denizcilikte ilerlemesi, dünyadaki yerini en iyi şekilde bulması için öncelikle nitelikli sınıfta zabit ve personel yetiştirmesi, yetiştirilen bu gemi insanlarının sadece Türk ticaret filosu gemilerinde değil yabancı ticaret filoları gemilerinde de istihdamlarının sağlanması, kutlayacağımız 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda gelecekteki denizcilikteki ilk hedeflerimiz arasında olmalıdır. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ünde dediği gibi; Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.

Kaptan Ömer Ali YAYLA

ISM Denizcilik Şirketi ve Danışmanlık

Hizmetleri Genel Müdürü

Bu yazıyı paylaşın

Kaptan Ömer Ali Yayla

Yasal Uyarı

Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur. Yayınlanan yorum ve içeriklerden sitemiz sorumlu tutulamaz. Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sitemizde yayınlanan haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınmaksızın kaynak gösterilse dahi, herhangi bir ortamda kullanılamaz ve yayınlanamaz.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL