Aliağa 1960’lı yılların sonlarına kadar tarımsal karakteri ön planda olan bir yerleşme iken başlayan sanayileşme hamleleriyle limanın önemi artmıştır. Bu yıllardan sonra başta devlet tarafından kurulan büyük sanayi kuruluşları (Tüpraş, Petkim) olmak üzere sonraki yıllarda özel sektörün kurduğu çeşitli sanayi tesisleri (demir-çelik, gemi söküm, gübre, kağıt-selüloz, kimya vb.) ile hızlı bir sanayileşme sürecine girmiştir. Bugün Aliağa’daki sanayi tesisleri Nemrut Sanayi Bölgesi, Organize Sanayi Bölgesi, Gemi Söküm Tesisleri ve Aliağa Yarımadası üzerinde toplanmış durumdadır.
Bir önceki yazımda İzmir Limanı’nın Osmanlı dönemindeki öneminden bahsetmiştim. Bu yazımda ise Cumhuriyet döneminde İzmir Limanı ve ilerleyen dönemde hizmete giren Aliağa limanlarının gelişimini ele alacağım.
Bilindiği üzere limanlarımız Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında ve dış ticaretinde en önemli aktörlerden olmuştur. Ege Bölgesi’ndeki İzmir ve Aliağa limanları sahası sadece kargo taşımacılığı merkezleri olmanın ötesinde, ülkenin dış ticaretini şekillendiren ve sanayileşme sürecine önemli katkılarda bulunan stratejik noktalardır.
İzmir Limanı: Tarih Boyunca Bir Ticaret Merkezi, Ege’nin İncisi
İzmir Limanı, Türkiye’nin Cumhuriyet dönemindeki ekonomik dönüşümünün simgesidir. 1923’te gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi, limanın modernizasyonu ve genişletilmesi için önemli bir adım olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında (1923-1950) liman, Türkiye’nin tarım ürünlerinin ihraç edildiği ve ithalatın yapıldığı önemli bir merkezdir.
1940’lar ve 1950’lerde İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle limanın faaliyetleri kısmen durmuş, ancak savaş sonrası dönemde yeniden canlanmıştır. 1950’lerden itibaren Türkiye’nin sanayileşme hamleleri İzmir Limanı’nın ticaret hacmini artırmıştır. Yeni fabrikaların kurulması ve endüstriyel ürünlerin taşınması, limanın önemini daha da artırmıştır. İzmir, bu dönemde Türkiye’nin ekonomik bir güç merkezi olarak yükselmiştir. İzmir Alsancak limanı modernizasyonuna 1955 yılında başlanmış ve ilk bölümü 1959 yılında bitirilmiştir.
1960’lardan itibaren Türkiye’nin sanayileşme hamleleri, İzmir Limanı’nın ticaret hacmini artırmıştır. Liman, yeni sanayi tesisleri ve fabrikaların kuruluşuna hizmet ederek, ülkenin sanayileşme sürecine katkıda bulunmuştur. İzmir Alsancak yolcu limanı ise 1969 yılında hizmete girmiştir. Rıhtımlara yolcu ve Ro-Ro gemileri yanaşabilmektedir.
Ancak 70’li yıllara gelindiğinde liman ihtiyaçlara cevap veremez duruma gelmiş, 1973 yılında hazırlanan İzmir Limanı Master Plan çalışması doğrultusunda İzmir Limanı’nın genişletilmesi çalışmalarına başlanmıştır. 1976 yılında başlanan genişletme çalışmaları farklı dönemlerde yapılan farklı müdahalelerle günümüze kadar süregelmiştir.
1980’lerden itibaren gerçekleştirilen özelleştirme ve modernizasyon çalışmaları, limanın uluslararası standartlara ulaşmasını sağlamış ve konteyner taşımacılığı gibi modern lojistik hizmetlerin sunulmasına imkan tanımıştır. İzmir Limanı, 1989 yılına kadar Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) tarafından işletilmiş, bu tarihten sonra Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürlüğü mülkiyetine geçmiştir. TCDD mülkiyetindeki iki kamu limanından biri olup, halihazırda işletilmeye devam eden tek kamu limanı olma özelliğindedir.
Günümüzde, İzmir Limanı, dökme gemilerden yolcu gemilerine, Ro-Ro gemilerinden konteyner gemilerine kadar büyük bir yelpazede hizmet vermeye devam etmekte ve Akdeniz’in en önemli limanlarından biri olarak konumunu korumaktadır.
İzmir Limanı Türkiye’nin turizm ve dış ticaretinin önemli bir noktası olmaya devam edecektir.
Aliağa Limanları: Sanayinin Kalbi
Aliağa Limanları, Türkiye’nin ağır sanayi ve petrokimya sektörlerinin merkezi haline gelmiştir. 1960’larla birlikte başlayan sanayileşme hamleleri, limanın önemini artırmıştır. Petrol rafinerileri, demir-çelik fabrikaları ve diğer sanayi tesisleri, Aliağa Limanı üzerinden faaliyet göstererek, limanın ticaret hacmini artırmıştır. Aliağa, Türkiye’nin sanayi devriminin bir simgesi olmuştur.
Aliağa 1960’lı yılların sonlarına kadar tarımsal karakteri ön planda olan bir yerleşme iken başlayan sanayileşme hamleleriyle limanın önemi artmıştır. Bu yıllardan sonra başta devlet tarafından kurulan büyük sanayi kuruluşları (Tüpraş, Petkim) olmak üzere sonraki yıllarda özel sektörün kurduğu çeşitli sanayi tesisleri (demir-çelik, gemi söküm, gübre, kağıt-selüloz, kimya vb.) ile hızlı bir sanayileşme sürecine girmiştir. Bugün Aliağa’daki sanayi tesisleri Nemrut Sanayi Bölgesi, Organize Sanayi Bölgesi, Gemi Söküm Tesisleri ve Aliağa Yarımadası üzerinde toplanmış durumdadır.
Aliağa’da sanayi tesislerine ait ilk iskele 1977 yılında Ege Gübre tarafından Nemrut Koyu’nda açılmıştır. Bunu Ege Çelik, Habaş, Batıçim, İzmir Demir Çelik, Petrol Ofisi (POAŞ), Petkim, Tüpraş, Akdeniz Kimya Nemport, Total Oil ve Alpet iskeleleri izlemiştir. 1980’lerin sonlarından itibaren Aliağa Limanı’nın modernizasyonu ve genişletilmesi çalışmaları hız kazanmıştır. Bu dönemde liman, konteyner taşımacılığı gibi modern lojistik hizmetler sunmaya başlamıştır.
Bölgedeki TÜPRAŞ, PETKİM ve HABAŞ limanları en yüksek hacime sahip limanlar olarak öne çıkmaktadır ve konteyner terminalleri olan SOCAR, TCE EGE ve NEMPORT artan hacimleri ile konteyner gemilerinin uğrak yeri olmuştur.
Aliağa Liman Başkanlığı 2023 tüm yıl verilerine göre şu an Türkiye’deki en fazla yük elleçleyen (ton) başkanlıktır.
Ayrıca Aliağa Limanları bölgesinde gemi söküm tesisleri bulunmaktadır. Ülkemizin tek gemi söküm bölgesi olan bu alan benim gibi bir denizcilik objeleri ve belgeleri koleksiyoneri için ayrı bir değer taşımaktadır.
Bölgemizin bu iki limanlar sahası, artan kapasite ve verimlilikleri ile Türkiye’nin büyüme ve dönüşüm süreçlerine katkıda bulunan dinamik merkezleri olmaya devam edeceklerdir.